Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sahabelere tavsiye ettiği zikirlerden biridir. Allah’ı yücelten, hamd eden ve O’nu sabah akşam tesbih eden anlamları taşır. Sahabelerden Abdullah ibn Ömer (r.a.) tarafından rivayet edilmiştir.
Arapça Yazılışı:
اللّٰهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ كَثِيرًا سُبْحَانَ اللّٰهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا Click to listen highlighted text! اللّٰهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ كَثِيرًا سُبْحَانَ اللّٰهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
Türkçe Anlamı:
“Allah en büyüktür, çok büyüktür. Hamd Allah’a mahsustur, bolca hamd olsun. Allah’ı sabah ve akşam tesbih ederim.”
Bu zikir, Allah’ın yüceliğini ve azametini dile getirmenin yanı sıra, ona olan şükran ve hamd duygularını ifade eder ve özellikle namazdan sonra veya sabah-akşam zikirlerinde okunması tavsiye edilir.
Rivayeti:
Abdullah ibn Ömer (r.a.) tarafından rivayet edilen bu zikir, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) özellikle sabah ve akşam vakitlerinde veya namazdan sonra okunmasını tavsiye ettiği zikirlerden biridir. Rivayet, sahih hadis kaynaklarında yer almakta ve özellikle sahabenin Peygamberimizin öğretilerini aktardığı pratiklerin bir parçası olarak kabul edilmektedir.
Hadis rivayetine göre, bir gün sahabelerden biri, Peygamber Efendimize (s.a.v.) kendisine öğretebileceği bir zikir veya dua sormuş, bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.) bu zikri öğretmiştir. Bu zikir, Allah’a hamd ve şükrün ifadesi olarak sabah ve akşam okunması gereken tesbihat arasında yer alır. Ayrıca, Abdullah ibn Ömer (r.a.) kendisi de bu zikri sıklıkla tekrar eder ve başkalarına öğretirdi.
Bu rivayetin detayında, zikrin içeriği Allah’ı yüceltmek, O’na hamd etmek ve sabah-akşam O’nu tesbih etmek üzerine kuruludur. “Allahu ekber kebira” kısmı Allah’ın yüceliğini ve büyüklüğünü ifade ederken, “elhamdülillahi kesira” kısmı Allah’a olan şükrü ve hamdi dile getirir. “Sübhanallahi bükreten ve esila” kısmı ise Allah’ı sabah ve akşam tesbih etmenin önemini vurgular.
Bu zikir, Allah’a olan bağlılığı ve O’nun yüceliğini sürekli olarak hatırlama amacı taşır. Günlük yaşamda hem bireysel olarak Allah’ı anmak için hem de cemaatle yapılan ibadetlerde uygulanabilecek bir tesbihat olarak sahabeler arasında yaygın şekilde kullanılmıştır.
